BAŞÖRTÜSÜ İSLAMIN GE..


Haber bülteni üyeliği



Ziyaret Bilgileri

[ Per, 21 Kas 2024 ]
Toplam 7 ziyaret
7 benzersiz ziyaretçi

basortusu » VELEV Kİ SİYASAL SİMGE OLSUN !

Devleti halkıyla kavga ettirmede son derece becerikli olan güçlü bir çevre başörtüsünün bir simge olduğu üzerinde ısrar edegeldi. Örtüyü takanların bu örtüyü nasıl algıladıklarına hiç bakılmadı. Diyelim ki başörtüsü bir siyasal simge idi ise, şiddet ve terör yoluna başvurup kamu düzenini tehdit etmediği taktirde bireyin siyasal ve buna göre simgesel tercihlerinin kendisine ait olduğunun üzeri örtüldü. Elbette insanlar herhangi bir giysiyi simge edinebilirler ve bu simge ile kamusal alana (bu lafa da bitiyorum ) çıkabilirler. Eğer bu bir simge ise simgelediği şeyin ne olduğu tartışmaya açılmalı değil mi idi? Sağlıklı ve açık bir toplumda bu kolaydır, ama bizim gibi her konunun akıl değil bilek ve şiddet yoluyla hizaya getirildiği bir toplumda ise olmayacak bir şey.

Besbelli ki bu toplumda belli bir yaş ortalamasında ve eğitim çağındaki kızlar, başörtüsü taşımanın çok önemli olduğuna inanmış ya da inandırılmışlardır. Eğer bu inandırılmışlık siyasal bir kökene sahip ise başörtüsünün bu siyasal kontekstinin ne olduğu ortaya çıkarılmalıdır. En azından başörtüsünü yasaklayan devlet katından bunun siyasal bir simge olduğu ileri sürülmektedir ve iddia sahipleri, söylediklerinin içeriğini beyan etmelidirler. Ama bu tür bir tavır yurtseverliktir ve iyi niyetli olmaktır. Başörtüsünün siyasal bir simge olduğunda ısrar edenler, zaten üzüm yemek değil bağcıyı dövmek istediklerinden durduk yerde düşman icat etmek için harekete geçmişlerdir. Her koşulda başörtüsü takanlar dövülmeli, ezilmeli ve yok edilmelidir. Başörtüsü takanların da Türkiye cumhuriyeti vatandaşı olması, bu ülkenin evladı olması onların meselesi değil. Hayatlarının baharında yaşadıkları travmaları ömürlerince üzerinde taşıyacakları ve çocuklarına aktaracakları da hiç önemli değil. Bu gencecik çocuklar ezilmelidir.

Müesses düzen ya da düzensizlik bu ülkenin çocuklarını ezerek gelmedi mi bugünlere. Solcusuna, sağcısına, devrimcisine, ülkücüsüne, akıncısına ülkesini dar etmedi mi?

Müesses düzen ya da düzensizlik bu ülkenin çocuklarını ezerek gelmedi mi bugünlere. Solcusuna, sağcısına, devrimcisine, ülkücüsüne, akıncısına ülkesini dar etmedi mi? Yaşamlarının baharında bitkinliğe, çaresizliğe itmedi mi? Yaşama isteğinden çok ölüm arzusuna sürüklemedi mi Anadolu çocuklarını?

Devletin içine yerleşen, devletimizi ele geçiren komprador çekirdek bir oligarşi bu ülkenin çocuklarına hep aynı muameleyi reva görüyor. Esasında başörtülü, sosyalist, milliyetçi; Alevi, Sünni ya da Türk, Kürt vb. olması hiç fark etmiyor. Anadolu topraklarına uzanan gizli bir el bu ülkenin fidanları meyveye gelmeden dalından kopartmak için ant içmiş sanki. Türk insanı, yaşama enerjisini ölüm karanlığına çeviren o komprador çekirdek ile er geç yüzleşecektir.

Başörtülü kızların başına gelende bu trajik kaderin tecellisinden başkası değildir. Onlarla bir insan gibi, bir evlat gibi konuşmayı, muhatap almayı hiç kimse denemiyor. Oysa o çocuklar bizim çocuklarımız.

Başörtülü kızların başına gelende bu trajik kaderin tecellisinden başkası değildir. Onlarla bir insan gibi, bir evlat gibi konuşmayı, muhatap almayı hiç kimse denemiyor. Oysa o çocuklar bizim çocuklarımız. Onların hataları da sevapları da, iyilikleri de kötülükleri de bizim. Bu bilinçte bir raison d'etat bu ülkede hayata geçtiğinde Türkiye'de yaşamaktan herkes büyük bir keyif duyacaktır.

Kaynak: www.basortusu.azbuz.com


Bu sayfaya henüz yorum yazılmadı.





Editör Bilgileri


Editöre Ulaşın

En Son Eklenenler

x-isini-pulsari
yaz-ucgeni
yerel-kabarcik
yildizlar-arasi-yolculuk
zhai-zhigang
avusturya-uzay-ajansi
birlesik-krallik-uzay-ajansi

Uzerine.com Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa | Gizlilik Sözleşmesi | Üye Girişi